CÖNK  -  Şiirler

 

Şimdiye kadar Eğirdir'de bir cönk'e rastlanmıştır. Hepsi 54 sayfadır.

Dedem Veziroğlu Müderris Nuri Efendi'den kalan bu cönkü ilk defa Sayın Salih Şapçı okudu. 25 Haziran 2005 tarihinden itibaren AKIN gazetesinde sürekli yayınlandı. Bu yayımlananlardan 19 tanesini sitemizde ilgilerinize sunduk.

İlgilenmek isteyenler bizimle iletişim kurarak, orjinalinden çalışabilirler.

                                                                                                                                                                                                                                                  Nuri   GÜNGÖR

 

 

 

 

 

                      KALENDERÎ

 

Ağlatma beni ruh-u revanım kerem eyle

Rahmeyle gözüm yaşına canım kerem eyle.

 

Pervane gibi nar-ı firakına tutuştum

Bir merhamet et mâh-ı tâbânım kerem eyle.

 

Kan ağlamaktan gitti iki gözüm elden

Göster yüzünü gonca dehanım kerem eyle.

 

Kurban olayım yoluna, bin can ile canım

Derdim güneşi ey şuh-u cihanım kerem eyle.

 

                            ■

 

Gizli aşka düşüp güzel sevenler

Bir gün olur belki beyane çıkar

Çek gönül bir zaman derd ü belayı

Bakalım bu sefer ne yane çıkar.

 

Gönül melek olup giyme ferayı

Niçün ağlatırsın kadd-i tubayı

Arasalar çar kûşe-i dünyayı

Belki nazlım gibi bir dane çıkar.

 

Senin için gezdim Şiraz'ı bağı

Nuşedip kandığım zehirle ağı

Kalmamış dünyada dilberin sanı

Derman ikrarından bile ne çeker.

 

Ferhâd, Şirin için deldi kayayı

Senin için yaptım, köşkü sarayı

Kör baykuş gibi bekle yolunu

Belki sevdiceğin seyrane çıkar.

 

                            ■

 

        DİVAN - I   HAFIZ 

 

Bâr-Hüdâ'msın bilirsin halimden

Günden güne gamım artar giderek

Bir tabip bulamadım bilir derdimden

Hangi diyardadır ara gezerek.

 

Sevdadır gezdiren benim serimde

Ne müşgüldür karar, durmaz bir yerde

Cevelan eder gönül durmuyor kalbde

Korkarım ki aşkım artar giderek.

 

Gâh olur başıma çöker bir duman

Gâh olur vehmederim ilerler zaman

Gâh olur kim gayet halim beynamaz

Akıl mekânından çıkar giderek.

 

                            ■

 

Sabah sabah karşımda salınan güzel

Salınma da karşımda ilazım değil

Canevine senin meylin ..............

Var git şimden geru ilazım değil.

 

Bir sözüm var sultanıma canıma

Gurbet eller kâr eyledi canıma

Gel dedim gelmez oldu yanıma

Gelme şimden geru ilazım değil.

 

Sevdiğimin ayağında mesti var

Ol yavrumun can almaya kasdi var

Ol yarimin benden öne dostu var

Var onlarlan konuş ilazım değil.

 

Bu Ömer cehdeyler gelsin yanıma

Aşkın cevheriyle girme kanıma

Ben ölürsem yadlar gelsin salime

Gelme cenazeme ilazım değil.

 

                            ■

 

Bâd-ı sabâ benden sana emanet

Benim hasb-ı halim söyle o yare

Her ne der ise o Cemşid afet

Dokunup zülfüne kendin o yare.

 

Dost için çekerim böyle elemi

Kaşların sanki bir kâtip kalemi

Takdir ile söyle bir bir kelamı

Lûtfedip ahvalin bildir o yare.

 

Efendim çekemem ben böyle gücü

Ayrılık şerbeti ölümden acı

Lokman hekim kendi etse ilacı

Şimdi merhem kabul etmez o yare.

 

Gevherî der içtim bu aşkın camın

Söylemem dilimden dünya kelamın

Zulümle dolu olsa bu çarh-u zemin

Canım arzu çeker gün yüzlü yare.

 

                            ■

 

              SEMÂÎ

 

Acep o kaşları keman niçin

Korkmaz Hüdâ'sından

Böyle miydi ahd-i iman

Bizimle edasından ?

 

Rakiplerden öğüt almış

Bendesini feryada salmış

İşittim şimdi vazgelmiş

Canan eski sevdasından.

 

Cefası kâr eyledi cana

Ben kül oldum yana yana

Sevdiğim çıkar seyrana

Durulmaz hûb edasından.

 

                            ■

 

            KOŞMA

 

Neylerim cihanda gayri didarı

Bana senden özge can olur mu ?

Cemalin bağına kıldım nazarı

O hüsnün gülünden ihsan olur mu ?

 

Ben de oldum kuzum biçare

Kimseler kılmıyor derdime çare

Aldırdım elimden kaldım avare

Acep bu dert ile mihman olur mu ?

 

Gerçi insan değil, siması melek

Bakılmaz yüzüne dayanmaz yürek

Bizi güldürmedi bu çarh-ı felek

Divane kulumuz handan olur mu ?

 

Çektim hasretini her subh-u şâmı

Gelir geçer asla vermez selamı

Beklerim yollarda verip molamı

Mail oldum böyle güzel olur mu ?

 

                            ■

 

            KOŞMA

 

Bir kişinin aslı düşman olunca

Terbiye eylesen bir ilaç etmez

Arıyor gamlı .......... nice

Zira altın işi tunç ile olmaz.

 

Marifet var ise kâmile göster

Kumaşın yerini tutar mı astar

Kişi erbabıyla konuşmak ister

Tokun ünsiyyeti aç ile olmaz.

 

Sakın yok yerlere eyleme emek

Mümkündür göğe dikile direk

Sabr eyle .... öyle güç ile olmaz.

 

Endamına bakıp düşmanı öğme

Daşlar alıp dertli sineni döğme

Seni sevmeyeni sen dahi sevme

Der ki Ömer güçle güzellik olmaz.

 

                            ■

 

                      KALENDERÎ

 

Direndi gine âteş-i hicran içerimden

Ey murg-u gönül nâr-ı gamımda yan içerimden

Bir hal ile hiç olmadı şikâyete merâret

Oldu ciğerim sûz ile berbâd içerimden.

 

Al hançerini kerem eyle gel bu sinemdem

Cûş eylemesin su gibi al kan içerimden

Görünce senin çeşm-i cemalin efendim

Sûzî gibi tir tir titrer can içerimden.

 

                            ■

 

              SEMÂÎ

 

Garip bülbül kaldı zârî

Varıp gülşene yaslanmış

Temaşa eyleyüp cari

Gül-ü handana yaslanmış.

 

Bugün ben yarimi gördüm

Taze açılmış güle benzer

Mihr-i bağın gülün derdim

Gül-ü handana benzer.

 

Benim nazım âl-i Şah

Saçı sümbül yüzü mah

Gönül Yusuf gibi Şah

Girip zindane yaslanmış.

 

Aşık olan durmaz ağlar

Ehl-i kâmil olan söyler

Çifte çifte siyah benler

Gümüş gerdane yaslanmış.

 

                            ■

 

Gittikçe şâha gamzesi fettân olacaksın

Bu hususunla sen, âleme sultan olacaksın.

 

Ol gonca femin, ol gül-ü ruhsarınla şâhım

Dehr içre beğim, taze gülüstan olacaksın.

 

Lâ-ya'kıl olup âşıka çordan ger çocukdan

Beyzâdene acip âfet-i devrân olacaksın.

 

Cevretme güzel Âşık Ömer bendene şahım

Ettiklerinle cümleye, pişman olacaksın.

 

                            ■

 

            KOŞMA

 

Senlen halleşelim sevgülü dostum

Nice olur âkibette halim yolunuz

Unutma duadan gözleri mestim

Yadellere düştüm, halim bilünüz.

 

Gûs eyle sevdiğim işbu sedaya

Kullar mı dayanır böyle edaya

Emanet eyledim Bâr-ı Hüda'ya

Hâr içinde kaldım gülüm yolunuz.

 

Benim sevdiceğim  ........  giysün

Divane gönlümü kimler eylesün

Aldırdım elimden deyu ağlasın

Kal derse gurbette olak yolunuz.

 

Pervane misali nârı istemem

Bülbül gibi ah u zârı istemem

Dersen ki git gayrı yârı istemem

Yetişiver başımda canım yalınuz.

 

                            ■

 

            KOŞMA

 

Elâ gözlerini sevdiğim dilber

Şan edip aleme güldürme beni

Gelmişem kapına kul köle gibi

Melûl mahsun edip gönderme beni.

 

Tutma sen de beni el gibi

Akıttım gözümden yaşı sel gibi

Bahçende açılan gonca gül gibi

Kokutup ellere soldurma beni.

 

Şu dünyada bir murada ermedim

Erip de derdime derman bulmadım

Çok zamandır mesalihe gitmedim

Melûl mahsun edip gönderme beni.

 

Kaçma yavrum kaçma sen benden kaçma

............  edüp zülfünü gerdana sacma

Gelip de karşımda göğsünü açma

Ecelim yetmeden öldürme beni.

 

Kaldır kollarını dola boynuma

Senin mislin gelmez benim aynıma

Soyunsam da girsem senin koynuna

Sabah oldu deyu kaldırma beni.

 

                            ■

 

Soldurdun gül benzim sen de solasın

Bana ettiklerin bir bir bilesin

Leylam deyu sen de Mecnun olasın

Sinemde açılmış nâre bendoldum.

 

Nice helâk ettim ey şâhım seni

Bu hicrinle yaktın bu cânı teni

Halk içinde rüsvây eyledin beni

Seyidi Mansur gibi dare bendoldum.

 

Derler ki Ömer niçin ağlarsın ?

Ciğerciğin aşk oduna dağlarsın

Merhametsiz bir dilbere bendoldum.

 

                            ■

 

Gene bir hünkâre gönül düşürdüm

Dîvânında duran kullar Hû çeker

Nâr-ı firkatinle bağrım pişirdim

Çeşmimden dökülen seller Hû çeker.

 

Beni mecnun eden aşkın belâ

Düşürdü bendine zülf-ü bâlâ

Yarim ister gitmiş ister kalmış belası

Kûh-u sahralarda yollar Hû çeker.

 

Yâr elinden zâr eğlemiş kahküller

Gerdanda dökülen teller Hû çeker.

 

                            ■

 

Şu zamane dilberleri kaşlarını yaye çatar

Onun için fikredenler aklını zaye çatar

Döker kâkülü gerdane, ellerden ar etmese

Arayıp izler olursa akıbet gavgaya çatar.

 

Kimden öğrendin a sevdiğim âşıka cevretmeyi

Yenisine meyil verip, eskisin terketmeyi

Benim ile vadeyledin bir gececik yatmayı

Şunda bir yar sevdim derken, sıra gavgaya çatar.

 

Başıma geldi bilirim dilberlerin fendini

Her ne kadar minnet etsem nâza çeker kendini

Bencileyin bazı ahmak asla bilmez kendini

O dilberin "Ha" dediği varır haftaya çatar.

 

Men Mehmed'im, hûb-âvâzım, benden alın suali

Verseler nazlı yarimi, istemem dünya malı

O dilberin "Gel.." dediği gerçek mi sandın hey deli

Akıbet mümkünü yokdur, varır bir baye çatar.

 

                            ■

 

Emanet etmişsin geldi selamın

Devletli sultanım aleyküm selam

Aldım tazimle hüsn-i selamın

Ey şâh-ı hubanım aleyküm selam.

 

Umarım efendim mürüvvet senden

Geçmişi izzetlu canı la tenden

Demiş ki efendim selam et benden

Berhüdâr ol efendim aleyküm selam.

 

Geçmedi boynuma aşkın kemendi

Bilmedim efendim benden usandı

Dedim efendim terketme beni

Derdimin dermanı aleykümselam.

 

                            ■

 

Ey ruhları gül, lebkeri bâlâ seni sevdim

Alemde bulup cümleden âlâ seni sevdim.

 

Gülşende bugün ...... rengini buldum

Aşık olup bu bülbül-ü şeydasını sevdim.

 

Bu dehre kadem basalı ey şûh-u gülendâm

Gayriye gönül vermedim asla, seni sevdim.

 

Der ki bu Sedaî seni sevdim kuzucağım

Dünyada güzel yok mudur, amma seni sevdim.

 

                            ■

 

Süzme çeşmin, gelmesin müjgan müjgan üstüne

Urma zahmin ey peri peykan peykan üstüne.

 

Dîlde gam var şimdilik lûtfeyle kame ey server

Çok olmaz berhanede mihmân mihmân üstüne.

 

........... olmasa çeker her açtığı zahme o şûh

Lûtfu var olsun, ederdi ihsan ihsan üstüne.

 

Yardan mahcur iken düştü diyâr-ı gurbete

Dehr küstürdü beni hicran hicran üstüne.

 

N'ola Rahmi senin pervanen olsun ey peri ruhsar

Tövbeliyim billah dilber, içmezim busesiz, fincan fincan üstüne.