Buyur  gel  hısım

Ne  zamandır  uğramadın

Görünmedin  ortalıkta

Yüzün  ufalmış

Kilo  vermişsin  galiba

Nedir  bu  halin ?

Aç  bakayım  ağzını

Dişlerin  yerinde  mi ?

Sakın  düşmüş  olmasın

Gel  seni  besleyelim  hısım

Erkek  adam  eve  direk

Kendine  bakması  gerek

Nerden  vereyim  iste ?

Tam  yaşında

Lokum  gibi

Pek  güzel  erkeç  var  elimde

Al  götür  yarısını

Sultanlara  layık

Bir  bütün  et  çektir  şöyle

Kendin  parçala  eti  hısım

Başkasının  eline  verme

Et  özen  ister

Pek  üzülür  erkeç

Aceminin  eline  düşerse...

Keskin olsun satır

Hiç  kıymık  kalmasın

Güzel  kır  kemikleri

Ardından  ver  yengeye

Bir  güzel  yıkasın

Acele  etmek  yok  hısım

Küçük  bir  kazan  at

Bahçenin  kuytu  köşesine...

Koy  suyu  ağzınca

Altına  odun  çıtılga

Kaynamaya  yakın  kolla

Sal  kazana  eti

Bıraksın  kendini

Ala  sulu  derler  ya

Geçmesin  ötesini

Yavaştan  kaynasın 

Süzgeçle  alıversinler  eti  hısım

Dök  ardından  suyunu

Biraz  cevheri  gider  ya

Başka  türlü  gelmez  tadı

Ağza  layık  olmaz...

Yıkat  etleri  soğuk  suyla

Aman  ha  dikkat !

Sakın  kefi  kalmasın

Doldur kazanı  tekrar hısım

Suya  biraz  tuz

Ateşin  ayarını  kaçırma

At  azar  azar

Odunu  fazla  koyma

İşini  yapsın  kazan

Sakın  rahatsız  etme

Et  darılmasın

Pişmeye  yakın  gözle  hısım

İçine  çektiğinde  et  kokusunu

Dönmeye  başlayacak  başın

Hemen  alsın  suyundan  hanım

Vursun  tencereye

Güzel  bir  bulgur  pilavı

Tenbih  et  önceden

Tereyağı  unutulmasın

İyice  ayıklat  eti  hısım

Kalmasın  kemiği,  kıkırdağı

Doldursun  hanım  bakır  lengeri

Tepeleme  bulgur  pilavı

Çeksin  eti  üzerine

Yığsın  yığabildiği  kadar

Versin  üstüne  karabiberi

Türül  türül  koksun  dağlar

Kekik,  meşe,  pırnal

Al  kaşığı  eline

Geç  karşısına

Boğaz  harbi  bu

Bakılmaz  dosta  düşmana 

Ya  Allah  deyip  yürü

Çalakaşık

Lengerin  ortasına

Doyduktan  sonra  hısım

Unutma  sakın

Ölmüşlere  bir  fatiha